
Sol LeWitt
Çeviri: Ömer Aybars Yurdun
- 1-Kavramsal sanatçılar usçuluktan daha ziyade gizemcidirler. Mantığın ulaşamadığı sonuçlara ulaşırlar.
- 2-Rasyonel hükümler kendilerini tekrar ederler.
- 3-İrrasyonel hükümler yeni deneyimlere yol açarlar.
- 4-Geleneksel sanat temelinde rasyoneldir.
- 5-İrrasyonel düşünceler kesin ve mantıklı bir şekilde izlenmelidir.
- Şayet sanatçı eserin yapılışının ortasında fikrini değiştirirse, sonuçtan ödün vermiş ve geçmiş sonuçları tekrar etmiş olur.
- 6-Düşüncenin ortaya çıkışından tamamlanışa kadar geçen sürece göre sanatçının iradesi ikinci sıradadır. Sanatçının umursamazlığı ise sadece egosu olabilir.
- 7-Resim ve heykeltıraşlık gibi kelimeler kullanıldığında; bütün bir geleneği çağrıştırır ve bu gelenekten mütevellit bir kabul edişi vurgularlar, dolayısıyla sınırların ötesine geçecek sanatı ortaya koyacak sanatçıyı sınırlamalar eşliğinde çekimser hale getirirler.
- 8-Kavram ve düşünce farklıdır. İlki genel bir yön ima ederken ikincisi ise bileşendir. Düşünceler kavramı tamamlar.
- 9-Düşünceler sanat eserleri olabilirler; onlar eninde sonunda bir biçim bulabilecek bir gelişim zincirindedirler. Bütün düşüncelerin fizikselleşmesine gerek yoktur.
- 10-Düşüncelerin mantıksal bir sırada ilerlemesine gerek yoktur. Kişiyi tahmin edilemez yönlere yöneltebilirler lakin bir sonrakine geçmeden önce söz konusu düşünce zihinde mutlaka tamamlanmalıdır.
- 11-Fizikselleşen her sanat eserinin o hale gelememiş birçok varyasyonu bulunmaktadır.
- 12-Bir sanat eseri sanatçının zihninden izleyicinin zihnine giden bir iletken gibi düşünülebilir. Lakin izleyiciye hiç ulaşamayabilir hatta sanatçının zihninden hiç çıkamayabilir.
- 13-Bir sanatçıdan diğer bir sanatçıya giden sözcükler bir düşünce zinciri ortaya koyabilir şayet ikisi de aynı kavramı paylaşıyorsa.
- 14-Aslında hiçbir biçim diğerine göre üstün olmadığı için, sanatçı sözlü veya yazılı bir kelimeler topluluğundan fiziksel gerçekliğe kadar herhangi bir biçimi eşit derecede kullanabilir.
- Şayet kelimeler kullanılırsa ve onlar sanat için düşüncelerden geliyorsa o zaman onlar edebiyattan ziyade sanattır; rakamlar matematiksel değerler değildir.
- 15-Bütün düşünceler sanat ile ilgili olduğu ve sanatın olagelen halleri içinde yer aldığı sürece sanattır.
- Kişi genellikle geçmişin sanatını yaşadığı zamanın olagelen hallerini uygulayarak anlar, dolayısıyla geçmişin sanatını yanlış anlamış olur.
- 16-Sanatın olagelen halleri sanat eserleri ile şekillenir.
- Başarılı sanat, bizim algılarımızı değiştirerek olagelen halleri anlayışımızı değiştirir.
- 17-Düşüncelerin algılanması yeni düşüncelere yol açar.
- 18-Sanatçı sanatını hayal edemez ve tamamlanana kadar algılayamaz.
- Sanatçı başka bir sanatçının sanat eserini yanlış algılayabilir lakin yine de o yanlış algılamadan bile düşünce akışına itilecektir.
- 19-Algı özneldir.
- 20-Sanatçının kendi sanatını anlamasına gerek yoktur. Kendi algısı diğerlerine göre ne daha iyi ne daha kötüdür.
- 21-Sanatçı başkalarının sanatını kendisininkine kıyasla daha iyi algılayabilir.
- 22-Bir sanat eserinin kavramı eserin malzemesini veya yapılma sürecini içerebilir.
- 23-Eserin düşüncesi sanatçının zihninde yerleştikten ve son biçime karar verildikten sonra süreç körü körüne ilerletilir. Sanatçının hayal edemeyeceği yan etkiler vardır. Bunlar yeni eserler için düşünce olarak kullanılabilir.
- 24-Süreç mekaniktir ve ona müdahale edilmemelidir. Kendi çizgisinde ilerletilmelidir.
- 25-Bir sanat eserinde birçok unsur vardır. En önemlileri en belirgin olanlarıdır.
- Şayet bir sanatçı bir çok eserinde aynı biçimi kullanıyor ve malzemeyi değiştiriyorsa, izleyici kişi sanatçının kavramlarının malzemeyi içerdiğini düşünebilir.
- 26-Bayağı/banal düşünceler mükemmel uygulamalarla kurtarılamaz.
- 27-Güzel bir düşünceyi berbat etmek zordur.
- 28-Bir sanatçı sanatında ustalaştığında, ortaya muntazam eserler çıkarır.
- 29-Bu cümleler sanat üzerine yapılan yorumlardır, lakin sanat değildir.
(*) Bu metin: İlk basım 0-9 (New York), 1969 ve Art-Language (İngiltere), Mayıs 1969