Selçuklu Çini Sanatı

Remzi KısalarTürkleri durduran Moğol gücünün varlığı 13. yüzyılda dikkat çeker. Ve bu Moğol disiplininin kurucusu CengizHan’dır. Moğollar önce Şamanisttir. Rusya’ya ve İran’a yayılırlar ve sırasıyla 1257 ve 1295 yıllarında Müslümanlığıkabul ederler. Ve daha sonra yavaş yavaş Türkler arasında erimeye başlayan bir Moğol kültürü kendini gösterir. Tambu aşamada Sufilik kültürü ortaya çıkar. Gündeme gelenSufilik, Yunanlılardan gelen rasyonalist gelenekle, Arap veİran aristokrasisinden gelen soyluluk geleneğini birleştirir.Sufiliğin özellikle mimarlığı çok etkilediği görülür. Fakat tarih karşısında mimari yapıların uğradığı değişimler ve onarımlar, sufiliğin gizemini yok etme noktasına getirir.Arabesk süsleme ön plandadır (Arabesk: Süsleme terminolojisinde yerini alan bu terim, birbirinin içine geçen çizgilerin sürekli hareketiyle oluşur. İslam sanatında başlayan ve buradan Rönesans sanatına geçen bu terim, “geometrik” ve “bitkisel” olmak üzere iki çeşittir). Türklerin çoğu 10. yüzyıldan itibaren İslam dinini kabul eder. İslam, Şaman geleneklere katışabilmiş ya da hak-mezhep dışı her türlüinanca kapılarını açabilmiştir.

Daha Fazla

Sanatın Zamanı Çıktı!

“Sanatın Zamanı”, bir modernizm ve sanat incelemesi olmasının yanı sıra modernlik olgusunu sanat hayat ilişkisi açısından sıkı bir şekilde masaya yatıran bir çalışma. Modernizmin konuları cinsiyet, kapitalizm, popüler kültür, Avangard ve kiç tartışmaları çağdaş sanat yapıtlarının izleğinde konuya eleştirel bir dinamizm getiriyor. Yoğun siyasal, tarihi bir dönemden geçen dünyanın şekillenme süreçlerinde sanatın ilerici kavramlarla birlikte oynadığı rol; sanatçı, yazar ve filozofların gözünden irdelenirken sanatın içinde var olduğu toplumla birlikte teorik ve pratik olarak değişen, sosyal bir kategori olarak ele alınması bu çalışmanın asıl amacını oluşturuyor.Eugène Delacroix, Marcel Duchamp, Piet Mondrian, Barnett Newman, Pablo Picasso, Jackson Pollock, Joshua Reynolds, and Andy Warhol; Charles Baudelaire, Walter Benjamin, Pierre Bourdieu, Clement Greenberg, Immanuel Kant, Karl Marx, Jean-Jacques Rousseau, ve Friedrich Schiller gibi isimlerin filozofileri üzerinden sanatı, canlı ve çok boyutlu okumalarla katmanlaştırma çabası, deneyimin ötesinde zihinsel ve tinsel çağrışımları harekete geçiren bir işlev görüyor. “Sanat yazımı genellikle sanatı “gündelik yaşam” ile karşılaştırır. Bu kitap, sanatı modern toplumun gündelik yaşamının ayrılmazbir parçası olarak inceliyor; sınıf ve sınıf çatışmasını temsil eden materyaller, cinsellik ve cinsiyet üzerine düşünme fırsatları sunuyor ve modern sanayi ile ekonomik ilişkileri araştırıyor.Bildiğimiz anlamda sanat, tüm toplum biçimlerine özgü değildir;bizim toplumumuza özgüdür. Sanatın ne olduğu, insanlarınsanatın görevleri hakkındaki kavramlarıyla değişir; bu kavramlarda sosyal tarihinin bir parçasıdır. Toplumun tarihi, sanatı dışarıdanşekillendirmez; sanatçıların sanatı yapmanın ve düşünmeninyeni yollarını bulma çabalarını içerir. Art in Its Time adlı eserdeki makaleler, sanat teorisinin ve tarihinin merkezi kategorilerinieleştirel bir şekilde inceliyor. Somut vaka çalışmalarına dayalı biranlama biçimi öneriyor; bu bağlamda on sekizinci yüzyılın yücelikve güzellik teorilerindeki cinsiyet içeriği, estetik “aura” üretiminde fotoğrafın rolü, siyasi sanatın sınırları ve sanatın, ticari kazanç düşünmeden kendi başına takip edildiğinde en yüksek fiyatlı nesneleri üretebilme paradoksunu araştırıyor. Kapitalist toplumdasanatın yerini anlamak için alışılmadık derecede geniş bir tarihsel kaynak ve teorik perspektif yelpazesi kullanan Art in Its Time, sonsanat tarihi ve teorisinin birçok çıkmazından bir çıkış yolu sunuyor.” 12 Sanat- hayat deneyimi Avangard ve Sanat ilişkisi içerisindeideolojik açıdan birçok kez irdelenirken kuramsal boyutta sanatçıve filozofların bir araya geldiği bir okumayla anlaşılması bu kitabıngerçek amacını oluşturuyor.Sanatı tarihi ve felsefi yönleriyle birlikte düşünmek, hayatıniçindeki karşılıklara kendi öznelliğinizle cevap verdiğinizde gerçekleşiyor.Sanat ne sadece kuramsal bir serüven ne de sadecesanatçıların izi sürülerek yapılan bir okuma çalışmasıdır. “Sanat,pratik bir öznellik deneyimidir”. Birden çok okumalar ve öznel değerlendirmelerlekatmanlaşan bir özellik göstermektedir. Modernçağı bu katmanlı okumalar olmadan, zihinsel ve tinsel farkındalıklarıgörmeden bir kanıya ve bir kanıta ulaşmak neredeyse imkânsızgibi gözüküyor. Sanat gücünü bu tinsel deneyimden almaktadır. Oyüzden sanatın gücünü kavramak çin gözün deneyiminin yanı sıraderinlikli bir plastik filozofi zihnini canlı tutmak gerekir. Bu, eleştirel zihinle her türlü kaynağa ve kavrama ulaşıp içindeki özü almaya çalışmakla mümkündür. Bu okumaların başında bize yüzlerce kaynaklasunulmuş içinden hala geçtiğimizi düşündüğüm modernizmve modern sanat geliyor. Modern sanat, bu oyunu açıkça oynasa dahi bazı gizli kalmış, hayatadair etkiler sayesinde her…

Daha Fazla